Perşembe, Ağustos 13, 2009





13,08,1983

Hep çok sevmişimdir tarih belirtilerek yazılan yazıları,bende şimdi fırsatını bulmuşken yazıvereyim dedim:)

Annem ve babam Adana’nın bir ilçesinde yaşıyorlar babamın görevi nedeniyle.Bulunduğumuz yerde hastane yok,sağlık ocağı var.Dünyaya gözlerini yeni açan çocuklar,ilk göz temasını jinekolog ünvanıyla değil,ebe teyzelerle kuruyor o zamanlar.Babam pek hassas benim dünyaya gelişimle ilgili ,beni ebe teyzelere teslim etmek istemiyor.En yakın hastane Osmaniye’de, annemi sancılar arasında çekiştire çekiştire götürüyor gecenin bir vakti ve ben açıyorum gözlerimi dünyaya.2100 gr ağırlığımla,minyatür gibi bir şeyim,o kadar küçüğüm ki minderin üstünde kucaklarına alıyorlar beni,kayıp düşmemem için.

1980 sonrası kuşaktanım ve 70-80 döneminin etkilerini fazlasıyla taşıyan bir genetik yapıdan geliyorum ya, iki ismim var benim.O çok uzun ama her zaman çok sevdiğim soyadımın başına eklenen 2 isim , Anadolu Lisesi,Özel Okullar,ÖSS , ALES,KPSS vb. OSYM bünyesindeki sınavlarda kodlama esnasında başıma ne kadar dert olacağı , 1 saniyenin önemi varken 22 harfi kodlamanın ne kadar zaman kaybettireceği tabi ki hesaplanmadan konulmuş bana.

Ailemin politik görüşünün anında mimlenebildiği ismim her zaman baskın çıktı ilkokul yıllarımda,arkadaşlarım bilmezdi ama anne- babaları bilirdi ismimin ne anlam ifade ettiğini.1980 sonrası çocukları işte;siyasete bulaştırılmadan büyütülmeye çalışılmış,son birkaç yıldır şu 2-3 diziyle birlikte o yıllardan haberdar olabilmiş,bunları da sanki gerçek değil kurgu izler gibi izlemiş,şanssız kuşağız belki de.

Yinede eğlenceli geçti çocukluğum herkesin çocukluğu gibi,Adana’da babaların birlikte çalıştığı kuruma ait lojmanda büyümek,yaz tatili,bayram,seyran özel günlerde klan halinde anneannenin evinde toplanmak,hiçbir zaman tanıyamadığım uzaktan akraba yaşlı teyzelerin “gurban olurum” naraları arasında hiç sevmediğim el öpme ve öpüşme seansları,kurban bayramlarında yapılan toplu katliamı seyredememek,ilkokulda herkesin alacak gücü olamayabilir diye beslenme olarak okula muz götürmemek,doğum günlerini sırf masrafa girmesinler,hediye almasınlar diye konu,komşuya son dakikada haber vermek hassasiyetiyle geçti benim çocukluğum…

İzole değil ama önyargısız büyütmeye çalışılmış,anne ve babamın çok kardeş olmaları nedeniyle 2 uçsuz ,bucaksız ailenin tüm bireyleri tarafından geçmişle ilgili fazlasıyla aydınlatılmış,Kahramanmaraş bağlantısı nedeniyle o yıllarda yaşamasam da konuya tamamen hakim olabilmiş ama aynı zamanda da popüler kültür denen anı ve günü yaşamak kavramlarının bir parçası olmuş,anneannesinin mutfağına döktüğü 5lt.zeytinyağıyla çocukluğunda ki yaramazlığı bugün bile polemik yaratan,annemin ilk kuşu,evin büyüğü,sadece kardeşimin değil arkadaşlarımın ve hatta sevgililerimin de ablasıyım ben.

Havadan adam yorumumla babamın sevgisini kazanmış, bana havadan adamın babam aracılığıyla kış mevsiminde nestle,yaz mevsiminde panda yolladığına inanmış,6 yaşına kadar biberonla süt içmiş,Bizimkiler ve Susam Sokağı izlemiş,”körfez savaşı-ruffles-pembe saat” üçlüsünü kafasında hep bir arada tutmuş, et ve sebzeyi bir arada barındıran tüm yemekler,çilekli süt,meyveli topkek, pırasa,bamyadan uzak durmaya daha o yıllarda kendine söz vermiş,çocukluğunda omuzlarda taşınmış,sevgiye boğulmuş,
2 ayrı dünyanın,birbiriyle bağdaşmayan etkilerine maruz kaldığını ergenlikte fark etmiş,dengesi bozulmuş,kendini aramış,aradıkça kaybolmuş,kayboldukça bulmuş,yalnız ve kalabalık ,hayata bağlı ve her şeye rağmen yinede mutlu…

Doğum günleri hem hüzün,hem mutluluk ve nedense hep bir beklenti duygusu uyandıran günlerdir ya herkes için,bende böyle hissediyorum şimdi.26 yaş büyük mü,yoksa küçük mü karar veremedim, çıkış yolunu kafa yormamakta buldum.İstediğim gibi bir iş sahibi olabildiğim,dolu ve anlamlı bir ömür diliyorum kendime,başka bir dileğim olmaksızın.Adam Smith’in görünmeyen eli yardımıyla, piyasa kendiliğinden dengeye gelecektir nasıl olsa:)

Aynı gün dünyaya gözlerimizi açtığımız, Fidel Alejandro Castro Ruz, İktisadi düşünceler tarihi derslerinin bana hediyesi Karl Liebknecht,ismini duyduğumda aklıma anında North by Northwest gelen Alfred Hitchcock ve ben B.İ.G ,sizler gibi kendi gitse de adı kalanlardan olmak dileğiyle,yeryüzünde ki varlığımız kutlu olsun…

2 yorum:

Oktay Akay dedi ki...

Çok güzel anlatılmış bir hayat hikayesi ve olaylara bakış açısı tam bir edebiyatçı gibi yazılmış ,kutlarım:)

Dişi Geyik dedi ki...

aaa bu yorumunuzu yeni gördüm,çok teşekkür ederim...