Pazar, Ağustos 23, 2009




Kesinlikle mevsimsel değişiklikler gösteren bir anatomim var benim.Saçlarımın çokluğu,karnımın tokluğu,ruhumun boşluğu mevsimden mevsime değişebiliyor.Kışları deli gibi yiyip,yazları sadece meyve ve dondurmayla beslenebiliyor,yağmur mevsiminde pek dingin,yazları güneş,deniz,rahat kıyafetler etkisiyle pek bir kıpır kıpır olabiliyorum ben.

Vücut ağırlığınız bir hafta önce incecik ,bir hafta sonra gayet odunumsu görünebilecek kadar değişkense,yemek yeme düzeninizi belirleyen şey fizyolojik ihtiyaçlarınız değil,halet-i ruhiyenizse ; kendinize hemen bir terzi bulmanız kaçınılmaz,pantolon daraltmaksa en sık yaptırdığınız işlem oluyor haliyle.

Kollektif çalışan 2 kuzen onlar.Dün çok başka bir işlem için gittim ve ruh halim tamamen değişmiş bir şekilde çıktım yanlarından.O kadar etkilendim ki dünden beri hiç çıkmadı aklımdan.

Birkaç gün önce,yine deli gibi koltuk örtüsü ararken tesadüfen gördüm Y’i yolda.”Neden kapalı işyeriniz ,geliyorum yoksunuz bir sürü dikilecek şey var “dedim,oda ayaküstü özetledi durumu.Söz verdi cumartesi öğleden sonra terziyi açmak için.

Y en fazla 40 yaşında bir kadın.3 oğlu var.Yeni ayrılmış eşinden.Ayrı bir ev kiralamış,çocuklarıyla yeni evinde yaşamaya çalışıyor,çalışıyor diyorum çünkü maddi imkansızlıkları onları yaşıyor sınıfına sokmuyor maalesef.

Ek bir işte çalışmak zorunda olduğu için terziyi açmıyorlarmış günlerdir.Malum Adana yazları cehennem ,insanlar yazlıkta,yaylada,burada olanlarda gündüz hep klimalı ortamlarda ,kimse burnunun ucunu çıkarmıyor dışarı,haliyle biçki,dikiş,tadilatta olmuyor Y’in dikmesi için.

Y ‘in ekürisi N ise tamamen k.çını kaldırmadığı için ,hava çok sıcak,Y gelmiyor tek başıma açamam ,bu sıcakta kimse gelmez gibi aptal nedenlerden tabi Y’e göre maddi olarak gayet rahat yaşıyor olmanın etkisiyle de açmıyormuş işyerini.

Daha önce görmüştüm aslında Y'i yüzünde morluklarla , çarptım demişti,hatırlıyorum.Dün gittiğimdeyse herhalde birileriyle konuşmaya çok ihtiyacı vardı ki ;gözlerinden yaşlarla,dudaklarından kelimeler birlikte döküldüler .

Eşinin belirli bir işi yok ama geçimlerini sağlayacak kadar maddi gücü varmış işte.Ama dayanamamış Y daha fazla hem çocuklarının,hem kendinin bedenine ve en çokta psikolojisine uygulanan baskılara,zihinlerine bir ömürlük kazınan bu trajediye.

Aynen şöyle söyledi bana,”Maddi olarak rahattım ama her gün dayak, çocuklarımı yerden yere atıyordu, komşulara ,apartmana rezil oluyorduk,şimdi maddi olarak rezillik çekiyoruz belki ama öyle de rezillik,böyle de.Buna razıyım çocuklarım rahat uyuyor,tekmesiz ,tokatsız yaşıyorlar.

Kelimelerin kifayetsiz olduğu yer bu nokta benim için.Okula giden 3 evladıyla yaşam mücadelesi veren bir kadın.Ruhlarının rengini tahmin edemesem de , o güzel mor rengin yakışmadığı tek yer; bir annenin ve çocuklarının,eş ve baba şiddetine maruz kalmış yüzleri ve bedeni...