Salı, Ocak 19, 2010


Alçıdan kurtuldum hatta 11 gün oldu.Çok komik yürüyorum,ağrım var ve kendimi kötü hissediyorum.

Yazmayı bırakmak mı,mümkün değil böyle birşey ...

Cuma, Ocak 01, 2010

2 yol ...



Saat sabahın 08:00i,ben yaklaşık 3 saattir uyanığım.31 Aralık 2009’dan 1 Ocak 2010’a atladığımız şu naçizane akşam da saat 22:00 civarı içmeye başladım.

Yeni evimin salonunda ,hemen hemen hiçbiri daha önceden birbirini tanımayan ama yeni yıl kardeşliği ilan edip,dans eden,halay çeken farklı meslek grupları dahilindeki bu ilginç ve eğlenceli kalabalık sayesinde,yurt içi ve yurtdışı menşeili çeşitli danslara gark olmuş,kırık ayağım nedeniyle onlara eşlik edememiş,oturduğum yerden inanılmaz eğlenmiş,hızla yuvarladığım votkaların ardından hayatımda ilk kez bu kadar şiddetli baş dönmesi yaşadığımdan,koltuk değneklerimin dengesini zor sağlamış,00:44 civarı odama gelip,pek rahat yatağımın yeni yılını kutlamıştım.

Bir açtım gözümü saat 05:24.Dışarda sesler var ,bu yazıyı yazıyorum dışarıda sesler hala var.Çok eğlendiler çok.Sayelerinde bende. Diğer 2 ev arkadaşım,çok yoruldular,koşturdular ama ben hiç ev sahibi modunda değilim ,ayağım kırık ya,pek nazlıyım. Bir kalkıyorum oturduğum yerden misafirlerimiz bile bana yardım etmeye çalışıyorlar.

05:24 te uyandım ama çıkmadım odamdan.Pencereden gökyüzünde oluşan pembeleri,mavileri,günün güzel renk harelerini izledim uzun uzun.Ve düşündüm her zaman ki gibi.

Neler geçmişti,kimler.Daha 3 ay önce bambaşka bir şehirdeydim ve şimdi nerelere gelmiştim.Sürekli konuştum kendimle.Ama kızmadım hiç benliğime,sadece yumuşacık dokundum kendi belleğime.

Facebooka baktım,birlikte büyüdüğüm benden 2 yaş büyük bir arkadaşımın bebeği olmuş.Ben çocukken ne büyük gelirdi bana benden 2 yaş büyüktü,abla gibiydi.

Şimdi anne olmuş ,kucağında küçücük dünya güzeli bir kız.Adı da güzel miniğin,fotoğrafta görünen minyatür hali,yumuk elleri gibi.

Bebek sahibi olan “insanların o kadar güzel bir duygu ki keşke daha önce dünyaya getirseymişiz”cümlesi veya buna benzer cümleleri çok sık yankılanıyor bu ara kulaklarımda.

Kendi yaşamımı düşündüğümde,bana biraz uzak geliyor ,bu uzaktan pek yaşanası görünen candan can yaratma olgusu.Bu dünya ve gelecek kaygısı sarıyor dört yanımı.Politik ,ekonomik,ekolojik her türlü dengesizliği düşünüyorum onun adına şimdiden.Kaygılanıyorum.

Her gün birileri doğuyor ve ölüyor ama bir o kadar insan da açlıktan ölüyor yada açlık sınırında yaşıyor.Dünya en çok ta fakir insanlara adaletsiz.Paran varsa güçlüsün,ezersin,her konuda söz sahibi olursun ama yoksa kaderine mahkum olursun.Herşeye ,her duruma net tedavi para.

Durum böyle olunca hırsızlık,gasp,uyuşturucu hedefe ulaşmanın farklı ,yasadışı ama maalesef insanoğlu için geçerli yolları.Ne yazık böyle olması ,sansürlü cümleler var şu an içimden geçen,hepsi haykırıyor ama yazmayacağım.Geride bıraktığım kabus gibi haftanın çizikleri var…

Kendi geleceğim,bir sonra ki adımım bile bu kadar belirsizken,bağımlıyken ,başka bir can fikri hiç mantıklı gelmiyor bana,hatta sanırım haksızlık olur ona.

2010’dan tek dileğim huzur, dünya için ,hepimiz için…